Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinden toplanan yaklaşık 800 meyve ağacının genetik kaynakları, güvenli bir merkezde muhafaza ediliyor. Bu önemli çalışma, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlıyor. Ülkemizin farklı bölgelerinden seçilen bu meyve türleri, iklim değişikliğine ve olası felaketlere karşı dirençli olması açısından da büyük önem taşıyor. Proje, nesiller boyu süregelen yerel meyve çeşitlerinin yok olmasının önüne geçiyor. Araştırmacılar, bu çalışmanın gelecekte gıda güvenliği için büyük önem taşıdığını vurguluyor. Toplanan genetik kaynaklar, titizlikle inceleniyor ve sınıflandırılıyor. Bu sayede gelecekteki tarımsal araştırmalara önemli bir kaynak sağlanıyor.
Değerli Genetik Varlığımız
Türkiye'de Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı enstitüler, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin korunması için önemli çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, Karadeniz Bölgesi'nden 3, Doğu Anadolu Bölgesi'nden ise 8 ilde bulunan meyve ağaçlarından genetik örnekler toplanıyor. Bu örnekler, özel teknikler kullanılarak korunuyor ve gelecek nesillere aktarılıyor. Uzunca bir süredir devam eden bu proje ile ülkemiz genetik çeşitliliğinin zenginliği korunarak gelecek nesillere aktarılıyor. Toplanan kaynaklar, gelecekteki tarımsal araştırmalara ışık tutabilecek nitelikte. Yerel çeşitlerin kaybının önüne geçilmesi ile tarım sektörünün sürdürülebilirliği destekleniyor. Ayrıca, bu projenin küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı dirençli çeşitlerin geliştirilmesine de katkı sağlaması hedefleniyor.
Güvenli Bir Gelecek İçin
1994-2019 yılları arasında toplanan yaklaşık 800 genetik kaynak, özel bir bahçede muhafaza ediliyor. Bu bahçede; elma, armut, ayva, kuşburnu, badem, kiraz, vişne, erik ve üzüm gibi birçok meyve türünün genetik örnekleri bulunuyor. X kenti'nde bulunan bu merkez, Y şehri, Z ili gibi çeşitli illerden gelen genetik materyallerin güvenli bir şekilde saklanması ve incelenmesini sağlıyor. Bu önemli merkez, ülkemizin tarımsal zenginliğini koruyarak gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor. Bahçedeki her bir ağaç, özellikle seçilmiş ve titizlikle bakılıyor. Araştırmacılar, bu kaynakların gelecekte tarımsal araştırmalar ve yeni çeşitlerin geliştirilmesinde büyük rol oynayacağına inanıyor.
Koruma Çalışmaları
Merkez müdürü, Ayşe Gül, enstitünün genetik kaynakların toplanması, muhafazası ve karakterizasyonu konularında çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Genetik kaynakların ülkenin önemli zenginlikleri arasında yer aldığını vurgulayan Gül, vatandaşların atadan kalma meyve ağaçlarının kaybolmasını istememesinden dolayı ekiplerini çeşitli illere yönlendirdiklerini ve genetik kaynak olarak değerlendirilebilecek türleri tespit edip koruma altına aldıklarını ifade etti. Yusufeli Barajı gibi büyük projelerin etkilerinin de göz önünde bulundurulduğunu ve baraj inşaatı nedeniyle su altında kalacak olan bölgelerden örnekler alındığını belirtti. Bazı genetik kaynakların bilimsel çalışmalar sonucu tescillendiğini ve hastalığa dayanıklı çeşitlerin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğünü ekledi.